uymayan

uymayan
несоотве́тственный

Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Смотреть что такое "uymayan" в других словарях:

  • MUHALİF — Uymayan. Birbirine benzemiyen. Birbirine zıt olan. * Başka şekilde düşünen. * Karşı duran …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • abuk sabuk — sf., ğu 1) Akla, mantığa uymayan, düşünülmeden söylenen, saçma sapan (söz), abuk subuk, abidik gubidik Bir rüyadan böyle abuk sabuk sonuçlar çıkardığım için kendimi suçlayarak bu tuhaf düşünceleri attım kafamdan. A. Ümit 2) zf. Akla, mantığa… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • haksızca — sf. 1) Hakka, adalete uymayan Haksızca bir suçlama. 2) zf. Hakka, adalete uymayan biçimde Yanlış yere, haksızca kabaran öfkeleri yatışmıştı. C. Uçuk …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yanlış — is. 1) Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymama durumu, yanılgı, hata Sen hayatımdaki bir yanlışmışsın, keşke seni hiç tanımasaydım. N. Eray 2) sf. Bir kurala, bir ilkeye, bir gerçeğe uymayan, aykırı olan, hatalı Yanlış ve mantıksız hareketim… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • MÜTENAKIZ — Birbirine uymayan, birbirine zıt olan, birbirini bozup nakzeden, birbirini bozup nakzeder olan. İkinci söylediği sözü, birinci söylediği söze zıt olup uymayan …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük

  • ağır — sf. 1) Tartıda çok çeken, hafif karşıtı Kurşun ağır bir madendir. Taş yerinde ağırdır. 2) Çapı, boyutları büyük Ağır top. Ağır tank. 3) mec. Değeri çok olan, gösterişli Ağır kıyafeti ile muhite uymayan Canan ın yanında, ne kadar rahat ve sadeydi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ahlaksız — sf. 1) Ahlak kurallarına uymayan 2) mec. Dürüst davranmayan, kötü huylu, terbiyesiz O ahlaksız insanların arasında bu çocuk nasıl rahat eder. P. Safa …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • aşağılık duygusu — is., ruh b. Kişinin gerçeklere uyan veya uymayan sebeplerle, kendini yetersiz, yeteneksiz ve güçsüz görme duygusu, aşağılık kompleksi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayrıklı — sf. Ayrı tutulmuş, benzerlerine uymayan, kural dışı olan, istisnai …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çiçek — is., ği, bit. b. 1) Bir bitkinin, üreme organlarını taşıyan çoğu güzel kokulu, renkli bölümü 2) bit. b. Çiçek açan kır veya bahçe bitkisi Evin ufak çiçekler ve bitkilerle süslü bahçesine çıktım. R. H. Karay 3) mec. Davranışları hafif, toplum… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • delibozuk — sf., ğu Günü gününe, sözü sözüne uymayan, dengesiz (kimse) …   Çağatay Osmanlı Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»